Şıpsevdilik bir başka, hele ki mazoşist bir şıpsevdiyseniz.

4 Kasım 2010 Perşembe

Canım Çantam!

Şu görmüş olduğunuz çanta var ya, işte o çantaya aşıktım. Bugün bir daha aşık oldum. Çünkü onun sayesinde Bay Sabırtaşıyla aramız süper ve ötesi oldu.
Bugün sınav sırasında sınıflar değiştiğinde dualarım kabul oldu ve Sabırtaşıyla aynı sınıfa düştük. Tam da çarprazıma oturmasın mı! Elim ayağım titremeye başladı. Ve yanıma gelip kopya verirsin artık dedi ama adımı yanlış söyledi. (Burnundan getirdim piçin.)
Soruları cevaplayacağım ama lanet olsun heyecandan elim titriyor ve kalemi bile tutamıyordum. Arada sırada ona bakıyorum o da tam bana bakıyor oluyordu. Bir de göz kırpmaz mı!!! Hemen suratımdaki o aptal gülümsemeyi takınıverdim. Tam sınav bitti çıkıyoruz sınıftan geldi çarptı bilerek ben de göt tavan ya görmemezlikten geldim çocuğu. Geldi kolumu tuttu yukarı kadar konuşa konuşa çıktık. Ama saçmalamamak için zor tutuyorum kendimi gülmekten başka bir şey yapmadım sanırım tam hatırlamıyorum bile heyecandan. Yukarı çıktık ve sınıflarımıza gittik baktım bizim sınıfın kapısının önünde. Tam yanına gidiyordum ki arkadaşı buna bir vurdu öküzoğluöküz Sabırtaşımın resmen omzunu kırdı hayvan! Biraz ah uh yaptı sonra bir şey yok ya havalarına giriverdi. Ben de tabi ilgilenen kız modları 2 dakikada bir "Gerçekten bir şeyin yok değil mi?" deyip durdum.
Telefonu elindeydi mesajlara bakmaya kalkıştım vermedi ben de kaptım elinden ama lanet olsun ki güvenlik kodu vardı. Attım ben de pantolonumun cebine. Ellerimden tutup yere yatırmayı kalkıştı. "Saçmalama yapma." dedim ama içimdeki ses "Hayır lan yap yatır beni yere istediğini yap." diye böğürüyordu resmen. En sonunda ellerimi yakaladı ve pantolonumdan telefonu aldı. Bildiğin taciz yahu.
Sonra o mübarek çantam elimdeydi iyi ki de elimdeydi. Aldı boynuna astı aptal gibi dolaştık tüm okul bizi izleyip gerizekalı demediyse ne olayım. Ama olsun rahat 20 dakika göt göteydik. Bu bana yeter vallahi.
Eve geldikten 2 saat sonra da mesaj attı.
Of ben yine aşık oluyorum vallahi oluyorum.

3 Kasım 2010 Çarşamba

B.Ö. - B.S.

Hayatımı blogumdan önce ve sonra olmak üzere ikiye ayırıyorum bu saatten sonra.
Ben Betty. (Gerçek ismimi ve fotoğrafımı hiçbir zaman göremeyeceksiniz üzgünüm.) Yaklaşık 2 sene kadar önce M. (Bahsettiğim kişileri de lakaplar veya kısaltmalar kullanarak yazağım.) diye birine aşık oldum. Ama öyle böyle bir aşk değil hani. Ben ki aşka gram inanmayan bir insandım. Çocuğun köpeği oldum resmen. Ama o ne yaptı? En yakın arkadaşım B. ile çıkmayı tercih etti. Sonra kız bunu aldatmasın mı! Ohh çok da güzel oldu. Psikopat M. geldi silahla kendini vurdu. Sonra hastaneydi karakoldu falan. İyileşti domuz hiçbir şeyi yok lanet olsun ki. Nefret ettiğimi sanmayın her gördüğümde içim pırpır ediyor hala.
İşte bütün olaylar M.den sonra başladı. Tam bir şıpsevdi oldum. Birisi bana en ufak ilgi göstersin hoopp aşık oluveriyordum. Ama benimki garip bir şıpsevdilik. Öyle onu beğendim ona aşığım, bunu beğendim buna aşığım değil. Birine kafayı psikopatlık derecesinde takıyordum. M.den sonra E. geldi sonra İ.'le çıktım o da sağolsun beni terk etti. Gay gibi bir şeydi zaten pek de sorun değil ama dedim ya taktım mı takıyorum diye arkasından günlerce ağlamıştım köpek dönmedi geri. Hala kızlardan başka arkadaşı yok. İ'den sonra C.'ye taktım kafayı. Onu da başka bir arkadaşım kapmaz mı! O kadar mı çirkinim diye depresyona bile girdiğim oldu.
Şimdi de okulum değişti orda da bir çocuğa fena halde kafayı taktım. Onu baş harfiyle anmak saygısızlık olur. O bir sabırtaşı! Evet evet onun adı sabır taşı olsun artık. Onu da yavrum eski sevgilisi terketmiş hala unutamadı sanırım o kaşarı. Ama ben unutturacağım! Taktım kafaya arkadaş yapacağım işte. Lanet olsun ki sınavlarım var şimdi onlara çalışıp anlayamıyorum diye ağlayıp kulaklığı takıp ardından da kitap okumam gerekiyor. Tabi yine dayanamayıp Bay Sabırtaşına mesaj atmazsam güzel olabilir her şey.